top of page

Deniz Kızları Gerçekten Var Mı? Çok katmanlı bir vaka hikayesi

  • @regresyoncalismasi
  • 4 gün önce
  • 5 dakikada okunur

Giriş: Regresyon çalışmasıyla benden de önce 2012’de tanışmış danışımla ilk regresyon çalışmasını birlikte yaptık. Bu kadar sene beklemesine ben de şaşırmıştım ama çalışma sonrasında ikimiz de sebebini anladık. Daha önce deniz kızı geçmiş hayatlarını hatırlayan kişilerle çalışmış olsam da bu sefer biraz daha farklıydı. Yüzleşmesi hiç de kolay olmayan ve oldukça fantastik bir hikayeyle karşılaştık.


Danışanım 16 senedir peyzaj mimarlığı yapıyordu. Fakat mesleğe başladığı ilk günden beri “bu işi yapmamalıyım” diye düşünüyordu. İşinde mutsuzdu, çok çalışıyor ama yaptıkları hiç görülmüyordu, kendisinden çok fazla vermesine rağmen karşılığını da alamıyordu.


Sürekli borç döngüsündeydi, gelen para sürekli borçlara gidiyordu.


İlişkisinde de problemler yaşıyor,

Kendine ve sevdiği şeylere hiç vakit ayıramıyor, kendini ve istediklerini hep geri plana atıyordu. Regresyona bile 13 senede sıra gelmişti.


Geçmiş hayat:

Hatırladığı geçmiş hayat hikayesinde çok mutlu bir erkek çocuğuydu, coşku ve sevgi doluydu.

Denizi çok seviyor, sürekli yürüyüşe ya da yüzmeye gidiyordu. Tüm vaktini denizde geçiyordu.


Gençliğinde denize gittiği günlerden birinde deniz kızıyla karşılaşmıştı. Deniz kızı da ondan kaçmamış, kendisiyle yüzmesiyle izin vermişti.

Böylelikle aralarında bağ oluşmaya başlamış ve hatta birbirlerine aşık olmuşlardı.

Gide gele aralarındaki bağ kuvvetlenmiş, deniz kızı onu yaşadığı yere götürmüş, diğerleriyle de tanışmıştı.


Orada farklı deniz canlıları da vardı. Hepsi sevgi dolu varlıklardı.


Güvende olmaları için onların varlığından kimsenin haberi olmaması gerekiyordu ama O,

o kadar çok onlarla vakit geçiriyordu ki, sürekli denize gidip gelmesi dikkat çekmeye başlamıştı.


Ve nihayetinde ne yaptığı öğrenilmişti.


Bölgenin kötü ve güçlü adamları onu yakalamış, deniz canlılarını kendilerine getirmeleri için tehdit ediyorlardı.

Çaresizce kabul etmişti.


Başlarda çaresizlikle başlasa da sonra para hırsıyla kendi de o adamlara dönüşmüştü.

Deniz canlılarını avlıyor, onları para karşılığı satıyordu.

Bu şekilde çok fazla cana zarar vermişti.

Denizde onlara, yeryüzünde de insanlara kötü davranıyordu.


O hayatta ölümü de yine onlardan birini avlamaya çalıştığı bir gün suda boğularak olmuştu..


Hayat amacı:

Ruhsal boyuta geçtiğinde deniz canlılarıyla bir araya geldi.

Çok fazla zarar verdiği ruh vardı.. Ama onlar o kadar sevgi dolu varlıklardı ki ona kızmıyorlardı bile.


Sadece birkaçı öne çıkarak “bize ihanet ettin” dedi.


“Sen bizdendin” , “Ama bize ihanet ettin”


Ben de onları neden bir başkasının görmediği ve sadece onun görüp erişebildiğini yani tüm bu olayların neden başka birinin değil de onun etrafında gerçekleştiğini sorguluyordum.


Bir önceki hayatında aslında kendisinin de o türden olduğunu, suda onlarla yaşadığını ama o hayatta insan müdahalesiyle öldüğünü anladı.


Yeniden aynı bölgeye, bu sefer insan olarak; onları insanlardan korumak için doğmuştu.


Onlar suyun sahipleriydi.. Onları güvende tutmak gibi bir görevi vardı ama planı unutmuştu.


O yüzden çocukluğundan beri sürekli suyun yanındaydı. O yüzden o deniz kızı ona görünmüştü..


Fakat onun kalbi taşlaşmış, planı unutmuş,  para için onlara ihanet etmiş ve zarar vermişti.


Çok pişmandı..


“Ama çaresizdim, tehdit ediliyordum, bunu yapmam gerekiyordu” diyerek hatalarını meşrulaştırmaya çalışıyordu.


Rehberi ise savunmasını onaylamıyordu


tehditlere boyun eğmemek ve onurlu bir şekilde ölmek de bir seçim” dedi.


Yaptığı her şey kendi seçimiydi.


Aslında o hayatta onları korumak ve güvende tutmak gibi bir amacı olsa da kendi dünya yaşamına da odaklanmalıydı. Geçmiş hayatında onlardan biri olsa ve onlarla yaşasa bile artık bir insan olarak Dünya hayatına bedenlenmişti. Dünya hayatına adapte olması, kendi yaşantısına devam etmesi, kendi ailesini kurması, meslek sahibi olması yani; normal bir insan gibi kendi hayatına bakarak Dünya hayatını yaşaması gerekiyordu.


Fakat onun aklı geçmişte kaldığı için sürekli o denizdeydi. Ve bu sebepten yakalanmıştı.


Bu işi gizlilikle sürdürse, bağımlılık geliştirip haddinden fazla oraya gitmese, dengeli davransadikkat çekmeyecek ve bunların hiçbiri olmayacaktı.


Anlayışlar:

O hayatın tüm izlerini temizleyip, dönüştürdükten sonra o hayatın en ideal versiyonunu hatırlamaya başladı. Hayat amacını gerçekleştirmiş versiyonunda kendi dünya hayatına odaklanarak, sevgi dolu biri olarak yaşayacaktı. Gençliğinde marangoz olacak, daha sonra ise oradaki halka güzel evler yapacaktı. Halkın yaşam alanlarını da deniz canlılarının olduğu bölgenin dışında tutarak onları da koruma altına alacaktı. Aynı zamanda o evlere güzel peyzajlar yapacaktı.


Bir deniz kızına aşık olmak, onun peşinden gitmek yerine (evet o deniz kızına aşıktı) dünya hayatından bir kadına aşık olacak, evlenecek, çocukları olacak ve mutlu bir hayat yaşayacaktı.


Öne çıkıp “bize ihanet ettin” diyen o deniz kızıydı.


Onun şimdiki hayatındaki eşi olduğunu anladı. Eşi aynı gözlerle ona bakıyordu.


Eşinin ona neden sürekli “sen beni hep yarı yolda bıraktın” deme sebebini artık anlıyordu.


O ise eşi ona bir şey demediği, herhangi bir şey yapmadığı zamanlarda bile sanki bir şey yapmış gibi eşini suçluyordu.


Aslında geçmiş hayatında kendi yaptığı hataların suçluluğuyla ona öyle davrandığını anladı.


Ama her şeye rağmen yine birbirlerini bulmuş ve o hayatta yapamadıklarını şimdi yapabilmiş, birlikte olabilmişlerdi.


O hayattan sonra suçluluk duygusuyla birlikte ona iyi gelebilecek birçok şeyi kendine yasakladığını ve kendini cezalandırdığını farketti.


Yapmaması gereken bu hayattaki işi değil, aslında o hayattaki işiydi (onların üzerinden para kazanmak)


O hayatta yaptığı hataların bedelini hala kendine ödetiyordu, onlara o kadar borçluydu ki;

Şimdi borçları öde öde bitmiyordu. Sürekli borç içindeydi.


Kendine mutlu ve huzurlu olmayı yasaklamıştı. O yüzden mutsuz olacağı şeyler yaşıyor, onu mutlu edecek, keyif verecek şeylere zaman ve bütçe ayıramıyordu.


O hayatta yanlış yollardan para kazandığı için kendine parayı da yasakladığını anladı.

O yüzden ne kadar çalışırsa çalışsın hak ettiği karşılığı alamıyordu.


O hayatta avladığı ve yaşamına mal olduğu canlılardan birinin ise şimdiki hayatındaki oğlu olduğunu anladı. Şu an ona karşı sınırsız vericiydi.


O ne derse yapıyor, bir dediğini iki etmiyor, her dediğini her istediğini yapmaya kendini mecbur hissediyordu. “Ona hep borçlu hissediyorum, ona bir hayat borcum var, ne yaparsam yapayım bunu ödeyemem gibi hissediyordum” dedi.


Neden böyle hissettiğini de artık biliyordu.


Şaşırmayacağımız üzere denize girme korkusu vardı. O hayatında hem girmemesi gereken sulara girmiş hem de o sularda boğularak ölmüştü. Bu korkunun da kaynağını anladı.


Şimdiki hayatında neyi neden yaşadığına dair her şey artık yerli yerine oturmuştu.


Asıl konumuza gelirsek peyzaj mimarlığının onun hayat planında olan ideal meslek olduğunu anladı.


Öyle ki üniversitede ilk tercihlerine puanı yetmesine ve kontenjan olmasına rağmen girememiş, rehber öğretmeninin yazdırttığı son tercihine girebilmişti.


O bölüme gitmek istemediği için evde büyük olay olmuş ailesi “ya o okula gidersin ya da bir daha sınava giremezsin” demiş ve istemeden de olsa gitmek zorunda kalmıştı.


Aslında hayat onu olması gereken yöne doğru ilerletmiş ama o bunun bugüne kadar farkında olmadığı için hep söylenmiş hep mutsuz olmuştu.


Ama artık bugün anladı ki Dünya ile bağlantısının güçlenmesi için doğayla hep iç içe olması gerekiyordu. Sanki bir resme bakar gibi değil doğanın içinde olarak köklenmesi gerekiyordu.


Şifayı doğada bulacak, aynı zamanda dünyayla bağlanacaktı.

Hem sevgili danışanıma hem de o hayatta olan tüm ruhlara ve buraya kadar okuyan hepimize şifa olmasını diliyorum.

Böyle mahrem bir hikayeyi sizlerle paylaşmama izin verdiği için de özel teşekkür ediyorum <3


Vaka örneklerini seviyor ve devamının gelmesini istiyorsanız beğenip, yorum yapmayı unutmayın :)


Önemli not: Oldukça kompleks ve bol katmanlı (dünya dışı enerji, dünya ile köklenme, kurban bilinci, gölge, ilişkiler, iş, para... ) bir vaka örneği okudunuz.

Vaka örneklerini çok önemsiyorum; çünkü hikayelerimiz farklı olsa da ruhumuzun biryerlerinde benzer enerjileri taşıyabiliyoruz. Bu hikayeleri okumak ve bağlantıları kurmak bizlere de şifa oluyor.

Evrende her şeyin bir sebebi var, kendimizle yüzleşebildiğimiz her an kurban bilincinden de çıkarak hayatımızı daha iyi bir hale getirebiliyoruz. Bu hikayelerin ruhsal bir anlayış getirmesini diliyorum.


Bu hikayeleri okurken çalışma esnasında çok kolay bir akışla hemen her şeyi rahatça hatırlayıp konuştuğumuz düşünülebilir. Ancak öyle değil, sadece rahat okunup anlaşılabilir olması için bir akışla, hikayeleştirip yazıyorum. Çalışmalarda kendimiz ile yüzleşmek vaka örneği okumak gibi pek de kolay olmuyor. Bu beklenti ile gelenler olabildiği için ayrıca belirtmek istiyorum. Kendimizle yüzleşebilmemiz, buna hazır olmamız önemli ama sonrası çiçek :)


Sevgiyle,

Tuğçe

 
 
 

Comments


Commenting on this post isn't available anymore. Contact the site owner for more info.
bottom of page